Mumyalama sürecini bilmeyenimiz yoktur diye düşünüyoruz. Günümüze kadar mumyalamanın maksadının meyyit vücutları korumak olduğu sanılıyordu. Fakat İngiliz araştırmacılar bu bilginin yanlış olduğunu ortaya çıkardı. Haydi buyurun ayrıntılara ?
Kaynak: https://weather.com/en-IN/india/scien…
Mısır denilince birçok kişinin aklına birinci gelen şeylerden biri mumyalar oluyor.
Mumyalama uygulamasının MÖ 2600’de başladığı düşünülüyor. Ölmüş bir bedeni korumanın en yeterli yolları ortasında sayılan mumyalama, cesedin iç organların çıkarılması, güzelce kurutulması ve son olarak da keten katmanlarına sarılmasını kapsayan epey zahmetli bir süreç.
Peki sizlere mumyalama sürecinin maksadının ölenlerin vücutlarını müdafaayı amaçlamadığını söylesek?
İngiltere’deki Manchester Müzesi’ndeki araştırmacılar, gelecek yılın başlarında açılması planlanan ‘Mısır’ın Altın Mumyaları’ isimli standın bir modülü olarak, mumyalamanın kullanım hedefi hakkındaki yanlış kanıları ele aldı.
Araştırmalar, bu tekniğin aslında ölen kişiyi ilahiliğe gerçek yönlendirmenin bir yolu olduğunu ve ölüleri korumakla hiçbir ilgisi olmadığını öne sürüyor.
Ancak bu yanlış fikri ortaya atanların Viktorya devri İngiliz araştırmacıları olduğu düşünüldüğünde, İngiltere merkezli bu takımın mumyalamanın emeli hakkındaki yanlış bilgileri düzeltmesi de biraz ironik.
Araştırmacılar Mısırlıların, balığı salamura yapmakla birebir mantıkta mumyalama süreci yaptığını düşünüyorlardı.
Çünkü her iki süreç de ortak bir faktör var: o da tuz. Müzenin Mısır ve Sudan küratörü Campbell Price şöyle dedi:
‘Salamuradaki fikir, balıkları gelecekte yemek için saklamanızdı. Dolayısıyla, insan vücuduna yapılanların balıklara yapılan muameleyle aynı olduğunu varsaydılar. Ancak Mısırlıların mumyalamak için kullandıkları tuz farklıydı. ‘Natron’ olarak adlandırılan tuz, doğal olarak oluşan bir sodyum karbonat, sodyum bikarbonat, sodyum klorür ve sodyum sülfat karışımıydı.’
Natron, eski Mısırlılar tarafından tapınak ritüellerinde kullanılır ve ilahların heykellerini temizlemek hedefiyle uygulanırmış.
‘Genellikle mumyalarla ilişkilendirilen tütsü de muhtemelen tanrılara hediye olarak görülüyordu. Eski Mısır’da tütsü için kullanılan söz, ‘senetjer’ idi ve söz ‘ilahi kılmak’ manasına geliyordu. Tapınaklar rablerin konutlarıdır ve bir tapınakta tütsü yakmak yeri ilahi kılar. Birebir mantıkta beden üzerinde tütsü reçineleri kullandığınızda, vücudu ilahi ve tanrısal bir varlığa dönüştürmüş olursunuz. Yani aslında buradaki maksat vücudu korumak değil.’
Victoria devri araştırmacılarının mumyalama hakkındaki yanlış niyet üsluplarını etkileyen öteki faktörleri de vardı.
İngiliz Mısırbilimciler, ölen kişinin öbür dünyada dünyevi vücutlarına muhtaçlık duyacağını düşündüler. Bu yüzden de mumyalamanın emelinin meyyit vücutları korumak olduğu düşünüldü.
Bu ortada merak edenlere duyuralım, üstte bahsettiğimiz ‘Mısır’ın Altın Mumyaları’ sergisi 18 Şubat 2023’ten itibaren Manchester Müzesi’nde sergilenecek. Eski Mısır mezarlarıyla ilişkilendirilen bir dizi mezar maskesi, panel portreler ve lahitler sergilenecek. Bir televizyon klişesiyle kapatalım, ‘Manchester’a yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz!’
